Başta sözlük görseli, aşağısında "Atasözleri ve Anlamları" başlığı, aşağısında "A’dan Z’ye Sık Kullanılan Atasözleri ve Genel Özellikleri" yazısı, en altta da "www.pratikcalisma.com" adresi var.

Atasözleri ve Anlamları

Atasözleri, bir toplumun geçmişinden günümüze kadar ulaşan deneyimlerinin özlü sözlerle ifade edilmesidir. Genellikle kuşaktan kuşağa aktarılır ve çeşitli dersler içeren cümlelerdir. Dilimiz atasözleri bakımından oldukça zengin bir birikime sahiptir. İşte, sık kullanılan atasözleri ve anlamları:

Atasözleri ve Anlamları

Atasözlerinin Genel Özellikleri

Atasözleri bir toplum ya da kültürün tecrübeleri sonucu oluşur, içinden çıktığı kültürün anlayış ve inanışını yansıtır.

Özlü anlatıma sahiptir, bu sayede az sözcükle çok şey anlatır.

Çoğunlukla doğru olan davranışın yapılması konusunda öğüt verir.

Atasözünü oluşturan sözcükler çıkarılmaz, ya da başka sözcüklerle değiştirilemez. (Kalıplaşmış olduğu için)

Belli bir mesaj (ileti) bildirir. Bu nedenle ana fikir olarak kullanılır. Ayrıca kompozisyon konusu olmaya uygundur.

Atasözleri bir anda oluşmaz, kelime ya da tamlamalardaki değişim zaman içinde meydana gelir.

Genellikle mecaz anlamlıdır ancak gerçek anlamlı ya da her iki anlamı içinde barındıranlar da vardır.

Atasözlerini genellikle emir ya da geniş zaman kipiyle çekimleriz.

Bazı atasözleri benzer anlamlı olur.

Bildirdiği anlam bakımından farklı gruplara ayırırız: nasihat veren, tecrübe aktaran, değer yargılarını aktaran…

Dilimizde sıklıkla kullandığımız ya da önem verdiğimiz bazı kavramlar, atasözlerinde daha çok yer alır.

Atasözleri ve Anlamları

“A” Harfiyle Başlayan Atasözleri

Abanın kadri yağmurda bilinir: Bir eşyanın değerini ona ihtiyaç duyduğumuz bir zamanda anlarız.

Acele ile menzil alınmaz: Bir iş acele etmekle değil gereği gibi yapıldığında sonuçlanır.

Acele işe şeytan karışır: Hızlı yapılan işten iyi sonuç alınmaz.

Acı patlıcanı kırağı çalmaz: Güç ve sıkıntılı durumlara alışkın biri başka zorluklardan olumsuz etkilenmez.

Acıkanın yanağından susayanın dudağından belli olur: Kişinin içinde bulunduğu durum, yaşadığı sıkıntı yüzünden belli olur.

Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış: Kişi başkasına duyduğu üzüntüyü aşabilir ancak kendi acısını veya açlığını unutamaz.

Aç gözünü, açarlar gözünü: Uyanık olmazsan birileri seni kandırarak kötü duruma düşürebilir.

Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır: Bir alanda yokluk hisseden insanın o alanda hayaller kurar.

Açık yaraya tuz ekilmez: Acısı derin ve yeni olan biriyle konuşurken dikkatli olmalıyız, onları incitecek söz ya da davranışlarda bulunmamalıyız.

Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil: Konuklar yük olarak görülmemeli çünkü gelip geçicidir.

Ağaç ne kadar uzasa göğe eremez: Kişi konum bakımından belli bir yere gelir, ötesine geçemez.

Ağaç yaprağıyla gürler: Bir insan, çevresiyle ve onların desteğiyle daha güçlü olur.

Ağaç yaş iken eğilir: İnsanın eğitilmesinde küçük yaş daha uygundur.

Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez: İnsanlar yaşlılığını ya da üzüntüsünü başkalarından gizleyemez.

Ağır kazan geç kaynar: Bir işten anlamayan ya da işte yavaş davranan kişi işini zamanında yapamaz.

Ağlar gözden, sahte sözden kendini sakın: Yapmacık davranışlarla kendini kötü gösteren, insanların sevgi ve acıma duygusundan yararlanan kişilerden uzak dur.

Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar: Kimse bir anne kadar derinden üzülmez.

Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar: Yaz sıcağında çalışan kişi kışın yokluk çekmez.

Akacak kan damarda durmaz: Bir iş iyi veya kötü yönde olacaksa kimse onu durduramaz.

Akan su yosun tutmaz: Sürekli çalışan insan tembelliğin getirdiği olumsuz durumlardan kendini korur.

Akı karası geçitte belli olur: Öne sürülen iddia ya da verilen söz, konuşmayla değil; iş sırasında belli olur.

Akıl kişiye sermayedir: Bir insanın işinde başarılı olmasında önemli etkenlerden biri aklını kullanabilmesidir. O yüzden kişi aklını kullanabildikçe kendisine yapar.

Akıl akıldan üstündür: Birinin düşünemediği veya aklına gelmeyen çözüm yolunu bazen başkası bulur. O yüzden içinden çıkamadığımız bazı sorunlar için başkalarına danışmak gerekir.

Akıl yaşta değil, baştadır: Aklın yaşla alakası yoktur. Yaşça küçük olanlar bazen büyüklerden daha mantıklı düşünür.

Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış: Kişi, kendi doğrularını başkalarına göre daha mantıklı ve doğru görür.

Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır: Akıl dışı yapılan iyilik önceden sezilemediği için akıllıca yapılan kötülükten daha hayırlı değildir.

Akılsız başın cezasını ayaklar çeker: Aklını çalıştırmayan veya önceden planlama yapmayan kişi, işinde daha çok koşturmak ve emek harcamak zorunda kalır.

Aklın yolu birdir: Farklı kişilerin verdiği mantıklı kararlar genelde benzer olur.

Akşam oldu kon, sabah oldu göç: Her işin belli bir zamanı vardır. Uyku zamanı iş yapılmaz.

Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir: Akşam yapılan işlerden hayır gelmeyeceğini, bu nedenle işi sabah yapmak gerektiğini vurgulayan bir atasözü.

Al malın iyisini, çekme kaygısını: Kaliteli bir ürün alanın başı ağrımaz.

Allah dağına göre kar verir: Allah, insanlara kaldırabileceği ölçüde sıkıntı ya da yük verir.

Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste: İnsanların hakkını yememelisin çünkü bunun cezasını çok ağır olur.

Almadan vermek Allah’a mahsus: Her insan yaptığı iyiliğin karşılığını ister.

Altın yere düşmekle pul olmaz: İyi bir insanın değeri, dışarıdan bir etkiyle azalmaz.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az: Halden anlayan insanlara kısa bir söz ya da bir bakış bile yeterken anlayışsız insanlar için ne kadar uğraşsan boşuna.

Araba devrilince yol gösteren çok olur: Bir işte önceden fikir veren olmaz ancak iş işten geçtikten sonra ya da kötü bir durumla karşılaştıktan sonra birçok kişi öğüt verir.

Arayan Mevla’sını da bulur, belasını da: Kişi neyi amaçlıyorsa ona bir gün kavuşur.

Arı bal alacak çiçeği bilir: Çıkarcı kişiler işi için ne yapacağını, hangi yolu deneyeceğini bilir.

Arı söğüdü, akıllı öğüdü sever: Her insan öğüdü almaz.

Arığa su gelene kadar kurbağanın gözü patlar: İyilik, kişinin ihtiyaç duyduğu anda yapılmalı ki işe yarasın.

Armudun iyisini ayılar yer: Güzel ve istenen şeylere genellikle onu hak etmeyenler ulaşır.

Aslan yattığı yerden belli olur: Birinin bulunduğu yerin düzeni onun kişiliği hakkında bilgi verir.

Aslını saklayan haramzadedir: İnsan, aslını saklamamalı ve ondan utanmamalı.

Aşığa Bağdat uzak değil: Bir hedefi olan, bu uğurda çekinmeyen kişi, önüne çıkan zorluklardan yılmaz.

Aşure yemeye giden, kaşığını cebinde taşır: Faydalanacağı bir işe gidecek kişinin o iş için gerekli araç gereci bulundurması lazım.

At, adımına göre değil adamına göre yürür: Bir iş, baştaki kişinin tutum ve davranışına göre ilerler.

Ateş demekle ağız yanmaz: Tehlike içeren bir söz söylemekle kişinin zarar göreceği söylenemez.

Ateş düştüğü yeri yakar: Bir felaket, ancak onu yaşayanı derinden üzer. Diğerleri o kadar etkilenmez.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz: Bir olay öncesinden bir belirti verir.

Atılan ok geri dönmez: Bir söz veya yapılan bir iş bazen telafisi imkânsız sonuçlar verir.

Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz: İnsanlar hiç ummadığı kötü bir anla karşılaşabilir.

Ava giden avlanır: Başkaları için tehlikeli veya zararlı işler yapanlar, bu zarara kendisi uğrar.

Ay görmüşün yıldıza minneti yoktur: Çok güzel ya da değerli bir şey görmüş biri daha düşük değerde ya da güzellikte olan bir şey gördüğünde o kadar beğenmez.

Ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz: İnsanların başına çeşitli engeller gelebilir.

Ayağını yorganına göre uzat: İnsanın harcamasını kazancına göre ayarlaması gerekir.

Ayıpsız yâr arayan yarsız kalır: Her insanın bir kusuru vardır, kusursuz insan arayan boşuna uğraşır.

Az ateş çok odunu yakar: Küçük bir kötülük bile birçok kişiyi olumsuz etkileyebilir.

Az olsun, öz olsun: Sayısı veya miktarından çok kalitesi önemli.

Az tamah çok ziyan getirir: Açgözlü olmak insana zarar verir.

Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz: Bir malın önce azıyla yetinmek gerekir. Daha sonra fazlasına da sahip olabilirsin.

Azıcık aşım kaygısız başım: Mal mülkten çok insanın rahatlığı önemli. Gereğinden fazla kazanılan şeyler insanın huzurunu bozabilir.

“B” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Babayla oğlanın pabucu bir olunca evde kavga eksik olmaz: Aynı eşyayı kullanan insanlar ne kadar yakın olursa olsun aralarında sorun yaşanır.

Baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş: Babalar çocukları için her türlü sıkıntıya katlanır ancak çocuklar babaları için aynı özveriyi göstermez.

Babamın adı Hıdır, elimden gelen budur: Bir işi imkanları dahilinde yapmış, daha ötesi yoktur.

Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar: Terbiyeli, ahlaklı, iyi biri kötü çevrede olsa bile bu özelliğini yitirmez; niteliğini bozmaz.

Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta: İnsan şanssızsa hiçbir işi istediği gibi olmaz.

Bahtsızın bağına yağmur ya taş yağar ya dolu: İnsanda şans yoksa hangi işi yaparsa yapsın işi istediği gibi olmaz.

Bakmakla usta olunsa, kediler kasap olurdu: Bir işi onu seyretmekle değil, uygulamaya başlamakla öğreniriz.

Balı parmağı uzun yemez, kısmetlisi yer: Bir insan kısmetinde varsa güzel durumlarla karılaşabilir.

Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir: Yaptığı hata yüzünden kötü bir duruma düşen ve pişman olan insanlar için söylenen bir atasözü.

Balık baştan kokar: Hata, aksaklık ya da kötü bir iş asıl sorumlu olandan kaynaklanır.

Balta değmedik ağaç olmaz: Her insanın başından kötü bir olay geçmiştir.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın: Başkasına kötülük etse de kendine zararı dokunmayan kişiye tepki göstermez.

Baş nereye giderse ayak da oraya gider: Bir işte yönetici ne yaparsa onun sorumlu olduğu kişiler de o yönde ilerler.

Başa gelen çekilir: Sıkıntılı anlarda insan katlanacak güce sahip olmalı, sabretmeli.

Başa gelmeyince bilinmez: Sıkıntılı veya felaket bir durumla karşılaşmayan kişi, yaşadığı bu durumun ne kadar kötü olduğunu anlamaz.

Baykuşun kısmeti ayağına gelir: Her canlının yiyeceği yemek ona bir şekilde ulaşır.

Bedava sirke baldan tatlıdır: Karşılıksız ya da ücretsiz olan bir mal, kötü de olsa insana cazip gelir.

Beterin beteri var: Kötü bir durum ya da olayın daha kötüsü var, anlamındaki atasözü genellikle teselli etme anlamı içerir.

Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp: Bir şey bilinmiyor diye ayıplanmamalı, insan öğrenmek için gayret etmediğinde yanlış olur.

Bin dost az, bir düşman çok: Bir insanın dostunun daha fazla olması, düşmanının hiç olmaması gerekir.

Bir acı fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır: Küçük ve önemsiz bir iyiliği bile unutmayız, bu iyiliği gören kişi yapılanların altında kalmaz.

Bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez: Bir baba, çocuğu fazla olsa da onlara elinden geldiğince bakar ancak yaşlandığında her çocuk babasına bakılmasını kardeşinden bekler.

Bir çöplükte iki horoz ötmez: İki kişi bir iş veya yerde yönetici olursa sorun yaşanır.

Bir el, bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar: Bir iş yardım alınarak yapılırsa daha kolay olur.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var: Bir işi yapmak için başkalarının yardımına ihtiyaç vardır.

Bir göz ağlarken öbür göz gülmez: Birinin sıkıntılı veya kötü anında yakınları neşeli olmaz.

Bir koltuğa iki karpuz sığmaz: Bir kişi aynı anda birden çok işi yaparsa verimli olamaz.

Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır: Kötü insanların kendisinden uzak duranlara bile zararı olur.

Bir sürçen atın başı kesilmez: Pek çok işte bir kez hata yapmış biri cezalandırılmamalı.

Boğaz dokuz boğumdur: Söylenecek bir söz iyice ölçülmeden söylenmemeli.

Borç yiğidin kamçısıdır: Borç alan kişi onu ödemek için daha çok çalışır.

Bostan gök iken pazarlık yapılmaz: Henüz belli olmayan bir şeyin pazarlığı olmaz.

Boş başak dik durur: Cahil ve bilgisiz kimse durumunu belli etmemek için olduğundan farklı görünmeye çalışır.

Bu sıcağa kar mı dayanır: Eldeki para ne kadar çok olursa olsun hızlı tüketildiğinde sona erer.

Büyük lokma ye büyük söz söyleme: Yapamayacağın bir işin sözünü verme. Seni aşan konularda kesin konuşma.

“C” Harfiyle Başlayan Atasözleri

Can boğazdan gelir: İnsan iyi beslenmeli ki güçlü olsun.

Can çıkmayınca huy çıkmaz: İnsanın huyundan vazgeçmesi çok zor.

“Ç” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Çiğnenmeden yutulmaz: En küçük ve basit işler bile belli bir çalışma gerektirir.

Çivi çıkar ama yeri kalır: Kırıcı bir söz söyleyen ya da kötülük yapan kişi özür dilese de bu yaptıklarını insanlar unutmaz.

Çivi çiviyi söker: Dayanıklı ve sağlam bir şey ancak aynı nitelikteki başka bir şeyle etkisizleşir.

Çocuktan al haberi: Ailenin gizlediği bir olay, çocuklar tarafından rahatlıkla söylenebilir.

Çok gezen çok bilir: Gezip gören, yeni yerler keşfeden kişinin tecrübesi de bilgisi de fazla olur.

Çok okuyan bilmez, çok gezen bilir: Çok yer gezen kişi yerinde gözlemleyip tecrübe edindiği için okuyana göre daha çok bilir.

Çürük tahta çivi tutmaz: Kaliteli veya sağlam olmayan bir şey, ne kadar uğraşırsan uğraş iyi duruma gelmez.

“D” Harfiyle Başlayan Atasözleri

Dağ başından duman eksik olmaz: Önemli mevkilerde bulunan kişilerin sorunları mutlaka olur.

Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur: İnsanlar birbirinden ne kadar uzak kalsa da bir gün birbirine kavuşur.

Damlaya damlaya göl olur: Değersiz ya da küçük olan şeyler, birikerek bolluk veya zenginlik haline dönüşür.

Davul dengi dengine çalar: Evlenecek kişilerin birbiriyle her bakımdan eşit olması gerekir.

Davulun sesi uzaktan hoş gelir: Bazı olay ya da durumlar, onu yaşayan kişileri rahatsız ederken uzağında olanlara cazip gelir.

Demir tavında dövülür: Bir iş, kendisi için uygun bir anda yapılır. O zamanı iyi bilmek gerekir.

Denizdeki balığın pazarlığı olmaz: Henüz sana ait olmayan bir malın anlaşması olmaz.

Denize düşen yılana sarılır: Sıkıntılı duruma düşen biri, bundan kurtulmak için bazen kötü veya tehlikeli de olsa her türlü çareye başvurur.

Derdini söylemeyen derman bulamaz: Sorununu anlatırsan başkalarından yardım alırsın, böylece sorunun çözümü kolaylaşır.

Dereyi geçerken at değiştirilmez: Kritik ya da tehlikeli bir anda işin yapılış yöntemi değiştirilmez.

Deveciyle konuşan kapısını büyük açar: Zengin ve gösterişli ortamlarda bulunan kişi hayatını ona göre düzenlemeli.

Dikensiz gül olmaz: İstediğimiz bir şeyin beraberinde bazen kötü yanları da olur.

Dilin kemiği yok: İnsan doğruyu söyleyebildiği gibi yalan yanlış da konuşur.

Doğru bilinmeyince eğri de bilinmez: Yanlışı veya kötüyü bilmek, bunları iyiyle karıştırmamak için önce doğruyu bilmek gerekir.

Doğru söz yemin istemez: Bir sözün doğru olduğundan eminsen yemine gerek yok.

Dost dostun ayıbını yüzüne söyler: Dostumuz, kendimizi düzeltmemiz için eksik veya yanlışımızı bize söyler. Belki bazıları bunu yadırgar ancak kendimizi geliştirmemiz için bize bu fırsatı vermeyenin dostluğunu sorgulamalıyız.

Dostun attığı taş baş yarmaz: Dostun sözleri ya da davranışları insanı incitmez.

Duvarı nem, insanı gam yıkar: Nemli bir ortam duvarı nasıl olumsuz etkilerse keder de insanı o denli etkiler.

Dünya malı dünyada kalır: Bu dünyada hiçbir şey sonsuza kadar insanın değildir, insan öldüğünde malı mülkü götüremez. O yüzden hayatta olduğu sürece maldan mülkten faydalanır.

“E” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Ecele çare bulunmaz: Her şeyin bir çaresi var ancak ölüme çare yoktur.

Eğilen baş kesilmez: Hatasını anlayıp özür dileyen kişiye kötülük yapılmaz, ceza verilmez.

Eğri oturup doğru konuşalım: Bir kişiye karşı hangi duygu ve düşünce içinde olsak da doğruyu söylemek gerekir.

Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını: Bir işte iyi verim elde etmek için işin başında titiz çalışma yapmak gerekir.

El elden üstündür: Kimse kendini üstün görmesin, ondan üstün olan birileri vardır.

El eli yıkar, iki el yüzü: Yapılan yardım karşılıksız kalmaz, o da yardım eder. Böylece daha zor işler birlikte yaparlar.

El elin aynasıdır: Bir insan bazı davranış veya alışkanlığı yabancıdır öğrenir.

El öpmekle ağız aşınmaz: Yardım alarak yapacağın bir iş için başkasına bu isteği dile getirmek hatta kendini acındırarak ısrar etmek gerekebilir.

Elçiye zeval olmaz: Birinin haber veya isteğini ulaştıran kişi, bu görevinden dolayı suçlanamaz.

Emek olmadan yemek olmaz: Kişi geçimini sağlamak için bir işte çalışıp kazanmalı.

Er giden, işine; geç giden, boşuna: Bir işte sonuç almak istiyorsan işe erken başlamak gerekir.

Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez: Bazı eski dostlar arasında mesafe ya da kırgınlıklar olsa bile birbirlerine düşman olmazlar ancak yeni tanışmış ve dost olmuş insanlar birbirlerine gereken fedakârlığı göstermez.

Et tırnaktan ayrılmaz: Yakın akrabalıkları bulunan kişiler birbirinden uzaklaşamaz, ilişkileri kopmaz.

Evdeki hesap çarşıya uymaz: Bir çalışma ya da alışveriş için önceden yapılan hazırlık veya hesaplama daha sonra planlandığı gibi olmaz.

“F” Harfiyle Başlayan Atasözleri

Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp: Bir insan için fakirlik utanılacak bir durum değildir, önemli olan çalışmaktır.

Fazla mal göz çıkarmaz: İnsan elindeki malı vermemeli hatta daha fazla malının olması doğaldır, bunun zararı yoktur.

Fırsat her vakit ele geçmez: Şartlar hep istediğimiz gibi olmadığı için elimize geçen fırsatları iyi değerlendirmeliyiz.

“G” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Garip kuşun yuvasını Allah yapar: Kimi kimsesi olmayan birini Allah zor durumda bırakmaz, ona yardım eder.

Geç olsun da güç olmasın: Bir işi bitirmek için önüne çıkan engeller bazen zamanını alır ancak bunun için harcadığın çaba boşa olmaz.

Geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler: İyisiyle kötüsüyle ne yaşanmışsa geçmişte kaldı, Kişi geçmişe takılmamalı.

Geleceği varsa göreceği de var: Zorluk çıkarmak veya kötülük yapmak için gelecek kişi karşılığını alır.

Gelen ağam, giden paşam: İşin başına geçen, sorumlu olan kimse fark etmez.

Gelen gideni aratır: Yeni gelen kişinin tutum ve davranışları, gideni arattığında kullanırız.

Gelene git denilmez: Bir yere gelen misafiri gerektiği gibi ağırlamalı, onu geri göndermemeliyiz.

Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir: Kişi genç ve enerjik halini yeteri kadar değerlendiremez ancak yaşlandığında gençliğini arar.

Gidip de gelmemek var, gelip de görmemek var: Bir yere gittiğimizde geri dönmeyebiliriz, dönsek de orada bıraktıklarımızı görmeyebiliriz.

Gönül ferman dinlemez: Kişi gönlüne söz geçiremez.

Görünen köy kılavuz istemez: Bazı olay veya durumlar vardır ki saklamaya çalışsak da başarılı olamayız.

Göz görmeyince gönül katlanır: İnsan sevdiği biri uzağında olunca onun yokluğuna alışabilir.

Gözden ırak olan gönülden de ırak olur: Kişi sevdiği birinden uzaklaşınca ona eskisi kadar bağlı olmaz.

Gülme komşuna, gelir başına: Kötü bir durumla karşılaşan kişiye gülünmemeli çünkü sen de kötü bir durumla karşılaşabilirsin ve sana da gülebilirler.

Gülü seven dikenine katlanır: Güzel veya iyi bir şeyin istenmeyen, sıkıntılı yanları olabilir. Kişi eğer seviyorsa beraberinde gelecek kötü durumlara katlanmalı.

Gün doğmadan neler doğar: Kişi, şimdiki durumuna bakıp hayatının bu şekilde devam edeceğini düşünmemeli. Bazen iyi durumda olan kötü, kötü durumda olan da iyi olur.

Güneş balçıkla sıvanmaz: Bilinen bir gerçek iftira veya yalanlamayla üzeri örtülemez.

“H” Harfiyle Başlayan Atasözleri

Hamama giren terler: Bir işe başlamadan önce işle ilgili sıkıntı ve zorlukları göze almak gerekir.

Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz: Bir işte çalışan kişiye emeklerinin karşılığı verilmeli.

Hasta olmayan, sağlığın kadrini bilmez: Kişi hastalandığı zaman sağlığının kıymetini bilir.

Hatasız kul olmaz: Her insanın mutlaka bir hatası vardır.

Hazıra dağlar dayanmaz: Eldeki mal ne kadar çok olsa da dayanmaz, bir gün sona erer.

Her ağacın meyvesi olmaz: Her insan topluma faydalı veya üretken olmaz.

Her güzelin bir kusuru vardır: Güzel olan her şeyin bir kusuru veya göze hoş görünmeyen yanı vardır.

“I” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Irmak kenarına çeşme yapılmaz: İnsanlara fayda sağlayan bir yerde aynı görevi sağlayan bir yapının kurulması gereksizdir.

Irmaktan geçerken at değiştirilmez: Kritik ya da tehlikeli bir anda işin yapılış yöntemi değiştirilmez.

Isıracak köpek dişini göstermez: Birine zarar verecek kişi, öncesinde bunu belli etmez.

Isıramadığın eli öp, başına koy: Yenemediğin kişinin üstünlüğünü kabul et ki ondan zarar gelmesin.

“İ” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

İki aslan bir posta sığmaz: Bir yerde iki kişi yönetici olamaz çünkü işlerin yürütülmesinde aksaklıklar ortaya çıkar.

İnsanın adı çıkacağına canı çıksın: Bir insanı kötü bir olay veya durumla andıklarında sanki hep kötü olacağını düşünürler. Başkalarının bu düşüncesini değiştirmek çok zor çünkü insanlar genellikle bu şekilde değerlendirir.

İşleyen demir pas tutmaz (ışıldar): Boş boş duran kişi, bir süre sonra miskinleşir ancak sürekli çalışan insan hem canlı olur hem de faydalı işler yapar.

İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur: Bir insan küçüklüğünde nasıl bir karaktere sahipse yaşlılığında da öyle olur, değişmez.

İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası dışındadır: Bir hayvanın ne işe yarayacağı türüne göre belli olur ya da dışardan bakınca anlarız ancak insanın kişiliği hakkındaki bilgiyi dışarıdan anlayamayız. Onun duygu ve düşünce dünyasına girmek gerekir.

İki at bir kazığa bağlanmaz: Kafasına göre hareket eden farklı karakterdeki iki kişinin birlikte çalışması zordur.

İp inceldiği yerden kopar: Bir olay veya durum ortaya çıkacaksa en hassas yerinden olur.

İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara: Başkasından bir şeyler istemek utanç verici olabilir ancak isteği yerine getirmemek daha çok utanç verir.

İş insanın aynasıdır: İnsanın kişiliği, tecrübesi veya hünerini yaptığı işten anlarız.

İki dinle bir söyle: Önemli olan çok konuşmak değil, dinlemektir.

İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder: Evladın iyisi babasının gurur kaynağı olur, kötüsü de yüz karası olur.

İyilik eden iyilik bulur: İnsanlara iyilik eden biri, yaptıklarının karşılığını bir gün elbet alır.

“K” Harfiyle Başlayan Atasözleri

Kaçan balık büyük olur: Kaçırılan fırsat, cazip gelir.

Kadı kızında bile kusur olur: Önemsiz veya küçük görülen hatalar için söylenir.

Kalp kalbe karşıdır: Sevgi tek taraflı olmaz, karşılıklı olur.

Kara gün kararıp kalmaz: Sıkıntılı ve kötü günler bir gün elbet sona erer.

Kara haber tez duyulur: Birinin kötü haberi başkalarına hemen yayılır.

Kasap et derdinde, koyun can derdinde: Biri için acı verici veya kötü bir durum, başkası için bazen kazanç sağlar.

Kaymağı seven mandayı yanında taşır: Kişi, çok sevdiği bir şeyi bırakmak istemiyorsa o şeyin beraberindeki sıkıntıları göze almalı.

Kişi arkadaşından bellidir: Birini tanımak istiyorsan arkadaşlarına bakmalısın.

Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez: Büyük kazancın sağlanacağı bir işte bazı küçük bedeller ödenmeli.

Kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş: İnsan ulaşamadığı veya elde edemediği bir hedefi karalar, kötümser.

Kelin ilacı (merhemi) olsa başına sürer: Kendine bile yardımı olmayan birinden aynı yardım beklenmemeli.

Kendi düşen ağlamaz: Kendine zarar veren birinin şikâyet etmesi yersizdir.

Keskin sirke küpüne zarar verir: Öfkeli ve kızgın kişinin içinde bulunduğu ruhsal durum asıl kendisine zarar verir.

Kılıç kınını kesmez: Kişi başkalarına zarar verecek potansiyele sahip olsa da yakınlarına zararı olmaz.

Kimsenin ahı yerde kalmaz: Birinin yaptığı kötülük, karşılıksız kalmaz.

Kişi ektiğini biçer: İnsan nasıl davranırsa, ne kadar emek harcarsa karşılığını alır.

Kişi ne yaparsa kendine yapar: Kişi ne yaparsa aynısını görür.

Komşu komşunun külüne muhtaçtır: İnsanın en küçük yardımına bile komşusu gelir, komşusuna ihtiyacı vardır.

“L” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Lafla peynir gemisi yürümez: Kişinin verdiği vaatler işin yapılacağı anlamına gelmez.

Lokma çiğnenmeden yutulmaz: Küçük veya basit işler bile belli bir emek gerektirir.

“M” Harfiyle Başlayan Atasözleri

Mal canın yongasıdır: Mala gelen zarar cana gelmiş gibi üzer.

Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır: Mart ayına aldanmamak gerekir, soğuk havalar insanı bazen zor durumda bırakır.

Mazlumun ahı yerde kalmaz: Haksızlığa uğrayan kişinin bedduası çok ağır olur.

Merdiven ayak ayak (basmak basamak) çıkılır: Hedefe bir anda ulaşılmaz, ufak ve emin adımlarla varılır.

Merhametten maraz doğar: İyilik yaptığın birinden bazen kötülük gelir.

Meyveli ağacı taşlarlar: Kendini geliştirmiş, topluma faydası olan insanlara zarar vermek isteyen olur.

Mızrak çuvala sığmaz: Kimi gerçeklerin gizlenmesi mümkün değil, onları er ya da geç biliriz.

Misafir misafiri istemez, ev sahibi ikisini de: Genellikle misafirler, kendisine olan ilgi azalacak diye başka misafiri istemez; ev sahibi de iş yükü olacak diye hiçbir misafiri istemez.

Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer: Eve gelen misafir canının çektiği yemeği beklememeli çünkü evde o an ne varsa ikram ederler.

Mum dibine ışık vermez: Çevresine yardımı olan birinin kendi yakınlarına yardımı olmaz.

“N” Harfiyle Başlayan Atasözleri

Ne dilersen eşine o gelir başına: Başkaları için güzel dileklerde bulunan veya onlara yardım eden kişi, başkalarından da aynı karşılığı alır.

Ne karanlıkta yat ne kara düş gör: İnsan hangi alanda olursa olsun gerekli tedbiri almalı ki sonradan doğabilecek tehlike ya da riski önceden önleyebilsin.

Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli: İnsan, şu anki durumunun güzelliğine bakıp aldanmamalı, gelecekte ne olacağını bilemez. O yüzden kendini büyük görmemeli ve bir gün kötü duruma düşebileceğini aklından çıkarmamalı.

Ne verirsen eline o gider seninle: Yapılan iyilik hiçbir zaman unutulmaz ve karşılıksız kalmaz.

Nerede birlik, orada dirlik: Bir grup veya toplumda birlik ve bütünlük kurulmuşsa orada düzenli hayattan bahsetmek mümkün.

Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına: Bir insan kendisi için ne hazırlık yapmışsa ileride aynı oranda verim sağlar.

“O” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Oğlan dayıya, kız halaya çeker: Erkek çocukları davranış ve görünüşüyle dayısına, kız çocukları da halasına benzer.

Oğlan yetir, kız yetir; ağır yükü sen götür: Çocukların bakımı ve ev işleri anneye bakar, annenin yükü ağırdır.

Olacakla öleceğe çare bulunmaz: İnsanın başına bir şey gelecekse engellenemez.

Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz: İnsanın başına her şey gelebilir. Hayatta olmayacak bir şey yoktur.

“Ö” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Öfkeyle kalkan zararla oturur: Kızgınlık veya saldırganlık, karar alma sürecini olumsuz etkilediği için bu davranışları sergileyen kişi önce kendisine zarar vermiş olur.

Öküze boynuz yük olmaz: Kişi için önemli olan yakınları veya çalışmaları ona ağır gelmez.

Ölmüş eşek (koyun) kurttan korkmaz: Yakınlarını veya malını mülkünü kaybetmiş birinin artık kaybedecek korkusu olmaz.

Ön tekerlek nereye giderse art tekerlek de oraya gider: Büyüklerin davranışları küçükler için örnek olur. Küçükler, büyüklerin izinden gider.

Önce iğneyi kendine batır, sonra çuvaldızı ele: Başkasını kıracak bir davranışı yapmadan önce o davranış kendine yapıldığında ne hissettiğini düşün. Ona göre kendini eleştir.

Öpülecek el ısırılmaz: Saygın kişilere kötü ya da onur kırıcı davranışta bulunulmamalı.

“P” Harfiyle Başlayan Atasözleri

Paça ıslanmadan balık tutulmaz: Bazı güzel şeylere ulaşmak için zahmet çekmek, fedakâr olmak gerekir.

Para peşin, kırmızı meşin: Bir şeyin karşılığı o anda ödenmelidir.

Paranın gittiğine bakma, işinin bittiğine bak: İşini bitirmek için harcadığın paraya üzülme. Önemli olan parayı tutmak değil, işi bitirmek.

Paranın yüzü sıcaktır: Para her zaman cazip gelir.

Pekmez gibi malın olsun, Antakya’dan sinek gelir: Ürünleri güzel olan kimse müşteri sıkıntısı çekmez, nerede olursa olsun alıcısı olur.

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir: Bir işin nasıl biteceğini şu anki durumundan anlarız.

Pilav yiyen kaşığını yanında taşır: Senin için faydalı olacak bir işi yapacaksan o iş için gerekli araç gereci yanında bulundurmalısın.

Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın: Başladığın bir işi bitirmek için sonuna kadar çalışmalı, zorluklara göğüs germelisin.

“R” Harfiyle Başlayan Atasözleri

Rüzgâr eken fırtına biçer: Başkalarının zarar veren kişi ileride en az o zararı görür.

Rüzgâra tüküren, kendi yüzüne tükürür: Kendinden güçlü olanlarla mücadele edersen kaybeder, zarara uğrarsın.

Rüzgârın önüne düşmeyen yorulur: İnsanların aksine hareket eden boşa uğraştığı için yorulur ve başarılı olamaz.

“S” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Sabah ola, hayrola: Bir şeyin olması için sabahı beklemek gerekir.

Sabah sürçen, geceye dek sürçer: Bir işte daha en baştan hatası, beceriksizliği olan kişinin bu durumu günün sonuna kadar devam eder.

Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır: Sabreden insan zorlanabilir, kendini sıkabilir ancak sonunda ferah ve rahatlık olur.

Sabreden derviş muradına ermiş: Bir işin bitmesi veya beklediği bir duruma kavuşmak için sabırlı olmak gerekir.

Sakal keçide de var: Sakalın insana değer kazandıran bir yanı yoktur.

Sakınılan göze çöp batar: Aşırı korunan bir şeye genelde zarar gelebilir.

Sakla samanı gelir zamanı: Önemsiz ya da küçük görünen bir şeyi bile saklamak gerekir çünkü ona çok ihtiyacımızın olduğu bir an gelebilir.

Sanat altın bileziktir: Sanat, değeri eksilmeyen bir iştir. O yüzden sanatla uğraşan kişi her yerde iş bulabilir ve geçimini sağlayabilir.

Sarımsağını hesap eden paçayı yiyemez: Bazı küçük olumsuz yanlarını hesap ederek işi yapmaktan kaçınan kişi, o işin faydasını göremez.

Say beni, sayayım seni: Başkalarından saygı görmek istiyorsan sen de saygılı olmalısın.

Sayılı gün çabuk geçer: Beklenen gün yakınsa zaman çabuk ilerler.

Sel gider, kum kalır: Bazı durum veya kişiler geçicidir, kalıcı olanlara önem vermek gerekir.

Selden gelen suya gider: Uğraşılmadan kazanılan şeyler çabuk gider.

Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa: Bir yerde insanlar kendini yüksek konumda görürse, kimse bekleyen işi yapmaz. O yüzden herkes görevini iyi bilmeli.

Sen dost kazan, düşmanın ocağın başından çıkar: Kişi, dost kazanmak için gayret etmeli. Düşman zaten ortaya çıkar.

Sev beni, seveyim seni: İlgi ve sevgi karşılıklıdır.

Sinek küçüktür ama mide bulandırır: Bazı durumlar küçük veya önemsizdir ancak insanda daha büyük etkiye sebep olur.

Son pişmanlık fayda etmez: Yaşanan pişmanlık bir şeyi değiştirmez.

Sora sora Bağdat bulunur: Kişi sorarak, danışarak uzak yerleri bile bulabilir.

Söz gümüşse sükût altındır: İletişimde konuşmak önemli ancak dinlemek ve sessiz olmak daha önemli.

Sözü söyle alana, kulağında kalana: Sözlerini anlamayan kişilere laf anlatmak için kendini yorma. Sözünü söyle, anlayan zaten anlar.

Su akarken testiyi doldurmalı: İnsan fırsatı varken uğraşmalı, kazancını artırmalı.

Su içene yılan bile dokunmaz: Kötü ya da sinsi kişiler bile su içene zarar vermemeli.

Sürüden ayrılanı kurt kapar: Bir işte grubun desteği veya gücünden uzaklaşan kişi zarar görür.

Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer: Kişi bir işte zarar görmüşse sonraki işlerde daha dikkatli olur.

“Ş” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Şahin ile deve avlanmaz: Küçük hedeflere ulaşmak için kullandığın araç gereçle büyük hedeflere ulaşamazsın.

“T” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz: İşine gereken önemi vermeyen kişi, işin sonunda istediği verimi alamaz, ya da buna hakkı olmaz.

Taşa çıkan keçinin ağaca çıkan oğlağı olur: Anne ya da baba, davranışlarıyla çocuklarına örnek olur.

Taşıma su ile değirmen dönmez: Önemli veya büyük bir işi tamamlamak, başkalarından gelecek geçici yardımlarla değil kişinin istikrarı ve büyük uğraşıyla mümkündür.

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır: Sorunları güzel konuşmayla çözmek mümkün.

Tatlı tatlı yemenin acı acı geğirmesi olur: Elindeki nimetlerini düşüncesizce tüketen biri daha sonra bu düşüncesizliğinin cezasını çeker.

Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış: Küstüğünden haberi olmayacak kadar sıradan birinin önemsizliğini dile getirmek için kullanırız.

Tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur: Bir işte önceden fikir veren olmaz ancak iş işten geçtikten sonra ya da kötü bir durumla karşılaştıktan sonra birçok kişi öğüt verir.

Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin: Tembel insanlara iş yaptırırsan ya kendi işine gelecek şekilde yapması gerektiğini ya da işi yapmanın gereksiz olduğunu söyler.

Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş: Davranışlarıyla başkalarına rahatsızlık veren iki kişinin bir araya gelmesi durumunda söyleriz

Terzi kendi söküğünü dikemez: Bir alanda beceri veya tecrübesi olan kişi bunları kendisi için kullanamaz. Kendisine gereken önemi veremez.

Teşbihte hata olmaz: Kimi benzetmeler güzel olmaz ancak kimse kırılmasın, benzetmeyi yanlış anlamasın.

Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır: Bir insan ne kadar farklı iş veya ortamda çalışırsa çalışsın bir gün elbet ait olduğu yere dönecektir.

Tok açın hâlinden bilmez: Belli bir parası ya da karnı tok olan insanlar bundan yoksun olanın halini anlamaz.

Tok ağırlamak güçtür: Tok insanları yemeğe davet etmek zordur çünkü onlar yemek güzel de olsa ilgisiz ve isteksizdir.

“U” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Ucuz alan, pahalı alır: Ucuz bir ürün, fazla dayanmayacağı için onu onarmak ya da yenisini almak için fazladan para ödemek zorunda kalırız. Bu da gereksiz külfet demektir.

Ucuz etin yahnisi yavan olur: Ucuz bir üründen beklenen verim gelmez.

Ummadığın taş baş yarar: Bazı kişiler kendilerini aşan performans sergiler.

“Ü” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Üzüm üzüme baka baka kararır: Birbiriyle etkileşim içinde olan insanların davranışları da birbirine benzemeye başlar.

Üzümünü ye, bağını sorma: Senin için faydası olan iş ya da malın nereden geldiğini merak etme.

“V” Harfiyle Başlayan Atasözleri

Vakit nakittir: Zamanı boşa harcamamalı, iyi değerlendirmeliyiz.

Veren eli herkes öper: Cömert insanlara herkes saygı gösterir.

“Y” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Yalnız taş duvar olmaz: Önemli bir iş tek başına değil, birden fazla insanın dayanışmasıyla meydana gelir.

Yanlış hesap Bağdat’tan döner: Bir hata ya da haksızlık er geç düzelir.

Yarası olan gocunur: Birinin söylediği söz, hatalı kimse onu sıkıntıya düşürür.

Yuvarlanan taş yosun tutmaz: Bir işte istikrarı yakalamayan kişi başarılı olamaz.

“Z” Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Zararın neresinden dönülürse kârdır: Olumsuz sonuçlar veren bir işten ne kadar erken ayrılırsan zararı o kadar azaltmış olursun.


Sıkça Sorulan Sorular

Atasözleri nedir?

Toplumların kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturan, genellikle kısa, özlü ve kalıplaşmış sözlerdir.

Atasözlerinin özellikleri nelerdir?

Atasözlerinin en belirgin özelliklerinden biri, özlü ve açık bir şekilde anlam içermesidir. Kısa cümleler halinde ifade edilen bu sözler, derin anlamlar taşır. Genellikle halk arasında bilinirler ve herkesin kolayca anlayabileceği basit bir yapıdadırlar. Ayrıca belirli bir durum veya olayı yansıtarak, o konuda bilgi ve öğüt verir. Örneğin, “Damlaya damlaya göl olur” atasözü, sabır ve sürekliliğin önemine işaret eder.

Atasözlerinin kullanım alanları nelerdir?

Atasözleri, dilin zenginliğini artırmanın yanı sıra, gündelik konuşmalarda da sıkça kullanılır. Eğitim, motivasyon ve kişisel gelişim gibi alanlarda insanlara yol gösteren öğütler sağlar. Atasözleri, çeşitli konularda düşünceleri ifade etmede etkili bir iletişim aracı haline gelir. Herhangi bir durum veya olay karşısında, uygun atasözü bulmak, durumu daha anlamlı hale getirebilir ve katılımcılar arasında ortak bir anlayış oluşturabilir.

Atasözleri cümle şeklinde olmak zorunda mıdır?

Atasözleri mesaj verse de yüklemsiz olabilir. Yani anlamca eksiltili atasözleri bulunmaktadır. “Az veren candan, çok veren maldan” atasözü bunlardan biridir.

Atasözleri hep uzun yapılı mıdır?

Hayır, kısa yapılı atasözleri de vardır.
Örnek: At binicisini bilir.

Bu yazıyı indirmek için tıklayınız.

“Atasözleri ve Anlamları” için 2 yanıt

  1. burak22 avatarı
    burak22
    1. pratikcalisma.com avatarı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir