İşte, duyulmamış atasözleri ve anlamları
Duyulmamış Atasözleri
Ağası yiğit olanın etbaı sarhoş gezer: Güçlü birine güvenen kişi bu öz güvenle başkalarına meydan okur.
Asil ile taş taşı, bedasıl ile yeme aşı: İyi insanlarla zor şartlar altında bile bulunabilirsin ancak kötü insanlarla iyi anda bile bulunma.
Baskıdaki altından askıdaki salkım yeğdir: Değersiz ama kullanılan bir şey, değerli ama kullanılmayan bir şeyden daha önemlidir.
Başına gelen başmakçıdır: Kişi bazı kötü durumlarla karşılaştığında ya da zarara uğradığında deneyim kazanır ve aynı durumla karşılaşmamak için elinden geleni yapar.
Deli deli akanı bura bura tıkarlar: Kişi taşkınlık yapıyorsa hoş olmayan tepkiyle karşılaşır.
Ağzına bir zeytin verir, altına tulum tutar: Birine karşı önemsiz denebilecek bir iyilikte bulunan insanların yaptığı iyiliği aşan beklentiler içinde olduğunu vurgular.
Borçlunun yalımı alçak olur: Borçlu insan, içinde bulunduğu durumdan dolayı ezik davranışlarda bulunur.
At yedi günde, it yediği günde: Kısa sürede iyi insan olunmaz, olunursa çıkar ilişkisine dayalıdır.
Borçlu ölmez, benzi sararır: İnsanların borçtan ölmediğini ancak üzüntüden sağlığının bozulabileceğini bildirir.
Anlatışa göre verirler fetvayı: Kişi haksız da olsa etkileyici konuştuğunda insanlardan destek görebilir.
Aşık daima bey oturmaz: Bir insanın durumu hep iyi olmaz, gün gelir tersi bir durumla karşılaşabilir.
Ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne: Kişinin sevdiği ya da istediği bir şeyle ilgili sürekli konuşması, başkalarını usandırması durumda söylenen bir atasözü.
Amcamla dayım, hepsinden aldım payım: Kişi beklediği yardımı göremediğinde hayal kırıklığının da etkisiyle artık kimseden medet ummaz.
Ağlamakla yâr ele girmez: Bir insan sadece isteyerek hedefine ulaşamaz. Bunun için çalışmak, sıkıntılara katlanmak gerekir.
Altı aylık seyislikle kırk yıllık fışkı karıştırılmaz: Bir işte henüz tecrübesi olmayan biri kendini yeterli görmemeli.
İslim arkadan gelsin: Önceden yapılan ama kuralı sonradan belirlenen işler için kullanılan bir atasözüdür.
Nereye gitsen okka dört yüz dirhem: Doğru, her yerde aynıdır ve tartışmaya kapalıdır.
Şık şık eden nalçadır, iş bitiren akçedir: Kimi eşyalar gösterişli olsa da işine yaramaz. Önemli olan görünüş değil, işine yaraması.
Şüyuu vukuundan beter: Bazı olaylar vardır ki dedikodusunun yapılması, olayın kendisinden daha kötü ve yıpratıcı olduğunu vurgulayan bir atasözü.
Uğruluğa gitsen insafı elden koma: Kişi ne kadar kötü olsa da yapabileceklerinin sınırı olduğunu vurgulayan bir atasözü.
Ulularla urgan çekişme: Senden daha yetenekli ya da güçlü insanlara karşı mücadeleye kalkma. Onlar, işinde iyi olduğu işin yenilirsin.
Üç göç, bir yangın yerinin tutar: Eşyalar taşındıkça zarar görür, hatta kullanılmaz hale gelir.
Üçlenmemiş eken, olmamış eker: Bir iş için gerekli çalışmayı yapmayan, o işten verim beklememeli.
Üvey öz olmaz, kemha bez olmaz: Öz evlat ya da annenin daha çok sevildiği veya değer gördüğünü bildiren atasözü.
Üveye etme, özünde bulursun, geline etme, kızında bulursun: Kişi, başkasının evladına nasıl davranırsa kendisi ya da öz evladı aynı davranışı görür.
Yeğniyi yel alır, ağır yerinde kalır: Basit insanlar unutulup gider, kaliteli insanlar değerinden hiçbir şey kaybetmez.1
Yetişemediğin köyün alt tarafında yat: Bir işi tam olarak bitiremeyeceksen, kendini yormanın bir anlamı yok.
Zayi olan koyunun kuyruğu büyük olur: Kaçırılan fırsatlar olduğundan daha değerli görülür.
Zemheride sür de çalı sür: Bir işi yapmak için uygun bir zaman bulduysan nasıl çalıştığının önemi yok, yeter ki o anda yap.
Zeyrek kuş iki ayağından tutulur: Kurnaz kimseler bir şekilde yakalanır.
Zırva tevil götürmez: Mantıksız ve yersiz düşüncelerin değer kazanmayacağını bildiren atasözü.
Züğürtleyen bezirgân eski defterleri yoklar: Bir insan bulunduğu durumdan daha kötü bir duruma düşünce ya başkasından alacağı para var mı diye düşünür ya da güzel günlerin hatıralarını sıklıkla dillendirir.
Sıkça Sorulan Sorular
Kaşgarlı Mahmut, Türkçenin zengin bir dil olduğunu anlatmak için yazdığı Divanı Lügatit Türk’te onlarca atasözü yer almaktadır. İşte, bunlar Türkçenin en eski atasözleri olarak bilinir.
İlk atasözleri savdır. Divanı Lügatit Türk’te pek çok sav örnekleri vardır.
Bir yanıt yazın