İşte, Türkçe sorularında çıkan kelimeler ve anlamları:
Türkçe Sorularında Çıkan Kelimeler
Aksetmek: Gerçek anlamda bir görüntünün yansıması, mecaz anlamda bir sözün başkalarına duyurulmasıdır.
Alamet: Bir olay veya durumun belirtisi, göstergesi
Anlatı: Bir konuyu detaylı biçimde anlatmak
Antoloji: Bir veya birden çok sanatçıdan alınmış şiir ya da yazılardan oluşan kitap
Aşikâr: Anlaşılır, belli, açık olan
Bağdaşıklık: Metindeki cümlelerin tutarlılık ve bütünlük içinde birbirini tamamlaması
Başat: Baskın durumda olan, önemli
Belagat: İnandırıcı, iyi konuşma
Beyhude: Boşuna, faydasız
Çağrışım: Bir olay veya varlığın başka bir olay veya durumu anımsatması
Çıkarım: Metindeki verilerden yola çıkarak yorumlama yapma, sonuç çıkarma
Devinim: Belli bir değişim ve hareketlilik
Dipnot: Bir ifade veya kavramın, sayfanın altında açıklamasının yapıldığı bölüm
Düşünsel: Zihinsel faaliyete dayalı olan
Eğreti: Yakışmayan, uygun olmayan
Empoze etmek: Bir düşünceyi aşılamak, dayatmak
Farazi: Varsayıma dayanan konuşma
Güdü: Bir davranışı yönlendiren, ona güç veren içsel güç
Hiciv: Alaylı biçimde eleştirmek
Hümanist: İnsancıl
İhtilaf: Anlaşmazlık
İmge: Somut bir varlığın hayal gücüyle kazandığı anlam
İnayet: Birinden gelen iyilik, armağan
İntiba: Bir olay veya durumun insanda bıraktığı etki, izlenim
İtidal: Aşırıya kaçmamak, ölçülü olmak
Jargon: Mesleklerin kendine özgü kullandığı kavram, terim ve ifadeler
Klişe ifade: Sürekli tekrar eden, basmakalıp sözler
Latife: Güldürmek için yapılan şaka
Metafor: Bir sözü yeni ve soyut bir anlamda kullanmak, mecazlı ifade
Monoton: Aynı biçimde devam eden, tekdüze, yeknesak
Mukadder: Alın yazısı, yazgı
Muktedir: Bir işi yapabilecek gücü ve yeteneği olan
Muvafık: Yakışan, elverişli, uygun olan
Münzevi: Yalnız yaşayan, insanlardan uzak duran
Müstesna: Kurala aykırı, kural dışı olan
Müşterek: Ortak, birlikte
Müteessir: Bir şeyin etkisinde kalarak duyulan üzüntü
Mütevellit: Meydana gelen, doğan
Özdeşleşmek: Eşit, benzer durumda olmak
Revize: Hata veya eksiklikleri gidermek için yeniden düzenleme
Saptamak: Tespit etmek
Sentez: Birleştirmek, bütün hale getirmek
Söylem: Bir kimsenin dili yazılı veya sözlü olarak kullanma biçimi
Sukut: Düşmek
Sürreal: Gerçeküstü olan
Tefekkür: Derin düşünmek, sorgulamak
Teessüf etmek: Hayal kırıklığı içinde üzülmek, kınamak
Telkin: Bir düşünceyi başkasına aşılamak
Tenzih etmek: Birini kötü bir şeyin dışında tutmak, onu ilişkilendirmemek
Teveccüh: İlgi gösterme, hoşuna gitme, yönelme
Taşlama (edebiyatta): İğneleyici bir dille eleştirmek
Tümdengelim: Genel yargıdan özel bir sonuca, parçalara ulaşma
Yeğlemek: Kabul etmek, tercih etmek
Sıkça Sorulan Sorular
Aynı biçim ve düzende devam eden demektir.
Birine uygun gelmesi anlamına gelir.
Bir işi yapmak için uygun zamanı beklemektir.